Herkes yorulur bu hayatın karmaşasından. Herkes yorulur iyi bir anne olmaktan, herkes yorulur iyi bir öğrenci, iyi bir eş olmaktan ve hatta bütün faturaları zamanında ödemekten. Herkes yorulur tam zamanında olan buluşmalara yetişmekten. Ve çoğu zaman çoğu kişi yorulur yaşamaktan. İnsan olmanın ve hayatta birçok rolünün kaçınılmaz sonucudur yaşam yorgunluğu.
Bizi hırpalayan duygular, körelten alışkanlıklar, uyuttuğumuz ve gelip gitmeler arasında sıkışmış kalmış ruhlarımız ve kendi gerçekliğimizle yitik düştüğümüz hayal kırıklıklarımız elbette olacaktır. Ve tabiki hatalarımız ve düşüşlerimiz. Ve düştüğümüz yerlerde oturup kalışlarımız. Kalkmış gibi yaparcasına hayatın rutinine kendimizi bırakıp kayboluşumuz. Lakin her unutuş ve düşüp kalışlarımız yorgun her anda tekrar ortaya çıkmayı bekleyecek ve hiç beklemediğimiz bir anda bizi kıskıvrak yakalayacaktır. Belki siz farkına varmayacaksınız ama bir tavırda bir davranışta kendini gösterecek geçti dediğiniz her şeyin sesi kulaklarınıza çarpmaktan vazgeçmeyecektir. Çünkü çoğumuz düştüğümüz yerden kollarını açıp yardım isteme cesaretini bulamaz ve yardım alma ümidini kaybeder. Toparlanıp tekrar kalkabilme gücünü kendinde bulamayabilir. Çünkü herkes hata yaptığında en baştan başlamak gerektiğini düşünür. İnsanlara öğretilen bu şey hataların insanı sıfırladığı kat edilen bütün yolları geriye sardırdığı inancının varlığıdır. Oysaki hayat bizi buna zorlasa da asıl mesele durmak ve yola hata yaptığınız yerden devam etmektir. Kendini hata yaptığı yerde aramayan insanlar düştüğü yerden kalkamazlar. Hata yaparsın, durursun ve hata yaptığın yerden tekrar devam edersin. Korkmadan kollarını uzatıp düştüğü yerden yardım isteme olgunluğunda bulunan her insan eskisinden daha güçlü olacaktır.
Çoğumuz küçük bir çocuk gibi düştüğümüz yerde acılarımızla kaldığımız yerden birinin bizi kaldırmasını bekliyoruz. Takılıp kalışlarımız küçük anların içinde kolayca hüzne geçişimiz bundandır. Çünkü çoğu zaman asıl güç yardım çağrısında bulunma cesaretindedir. Unutmayın ki hiçbir sorun çözümsüz değildir. Önemli olan sorunları inkâr edip görmezden gelmek yerine yaratıcı ve yapıcı çözüm bulma arayışına girmektir. Çözüm var olan durumları değiştirmek yerine, bu duruma ve olaylara farklı bir gözden bakabilmekten geçer. Unutmamak gerekir ki yeterince güçlü, sağlıklı, kendine güvenen kişiler yardım istemekten gocunmaz.
Zeynep HOŞGÖR
Psikolojik Danışman